Karanlık Dokunuş │Kitap Yorumu




Daha fazla Sarah Maclean!
Daha fazlaaa!

Serinin üçüncü kitabında kibirli Dük bozuntusu Haven(Malcolm) ile yüreği yaralı Sera'nın hikayesi anlatılıyor. Kitabın konusundan bahsedecek olursam; Haven, onunla evlenebilmek için Sera'nın kendisini tuzağa düşürdüğünü düşünür. Ama gerçek öyle değildir. Sera'nın bütün itirazlarına rağmen evlenirler. Ama evlilikleri ikisinin de beklediği gibi ilerlemez. Ve bir gün Sera, Haven'ı terk eder. Sera'nın ardından Haven yaptığı hataların farkına varır ve Sera'yı bulmak için her yeri dolaşır. Üç yılın sonunda karısı ile Lordlar Kamarasında karşılaşırlar. Sera kararlıdır. Haven'dan boşanacak ve özgürlüğüne kavuşacaktır. Fakat Haven'ın ikisi için farklı planları vardır ve Sera'yı bırakmaya hiç niyeti yoktur. 

Yazar diğer kitaplarından farklı olarak bu kitabında bir geçmiş bir gelecek olarak olayları kaleme almış. Bu durum hoşuma gitti. Cidden, bu yazar ne yazarsa okurum ben. Her ne kadar okurken Haven'a sinir olsam da çok çok güzeldi. Özellikle gölün altındaki balo salonu ve heykel detayları kitaba farklı bir hava katmıştı. Ve bayıldım! Cidden, balo salonu hayranlık verici. İtiraf ediyorum orada olmak istedim! Haven'a kızdığım çok oldu ama.. Sera ile Haven birbirlerini çok sevmişler. O kadar çok sevmişler ki.. Bu sevgi birbirlerine zarar vermelerine neden olmuş. Aralarındaki bu sevgi zamanla bir savaşa, oyuna, intikama dönüşmüş. Aralarındaki bu çekişme iki tarafında mahvolmasına neden olmuş. 

Haven'ın Sera'ya olan aşkı nasıl desem Sera olmasa Haven yaşayamayacakmış, nefes alamayacakmış, yarım kalacakmış gibi.. Haven'ın hataları var ama adam aşkından ölüyor Ve hatalarını telafi etmek içinde uğraşmadığını söyleyemem. Gerçi ben Haven'dan daha fazlasını beklerdim ama neyse..

Kitap sadece bunlardan ibaret değil. Her şey detaylarda saklı. Ama spoiler olacağından pek açıklama yapmak istemiyorum burada. :D Ah ah, ne fırtınalar koptu şu sayfalarda.. Özellikle şu alıntı beni çok etkiledi.



"Beni istemiyorsun ama bana başkasının sahip olmasına da izin vermiyorsun. Başından beri başkasına ait olmamı istemedin."

Bazı sahneleri okurken deyim yerindeyse kalbimi bıraktım! Çok dokunaklıydı. Sera'nın tüm yaşananlara rağmen ayakta duruşu, yıkılmayışı ve mücadeleci ruhu hayranlık vericiydi. Haven'ın da hatalarına rağmen telafi etmek için her şeyi yapmaya hazır oluşu okumaya değerdi. Ama ben Haven'ın daha fazla ileriye gitmesini isterdim. 

Haven, Sera'yı öyle çok seviyor ki.. Kıskanmamak elde değil. Keşke hatalar ve pişmanlıklar olmasaydı, bu kadar yıpratmasalardı birbirlerini.. Ama sonunda hak ettikleri mutluluğu bulmaları çekilen bütün acıya değdi.. Kitabın son bölümü o kadar güzeldi ki.. Ahh, kalbim! Tam anlamıyla "mutlu aile tablosu" gibiydiler.

Ben karakterlerin acılarını, sevgilerini, mücadelelerini okurken duygudan duyguya kapıldım. Karakterleri alıp bağrıma basmak istedim. Başından sonuna her şeyiyle sevdiğim bir kurgu oldu. Ah, bu arada Sesily ve Caleb'ın hikayesini isiyorum. Aralarındaki çekim inkar edilemez. Yazarın bu çiftin de hikayesini yazmasını umuyorum. (=
Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI