Çöküş ve Yükseliş II Kitap Yorumu

 


#kitapalıntısı


İkimizin de istemediği ama bizi pençelerinin içine alan açlığı, kalıcı ve güçlü arzuyu hissettim. Dünyada yalnızdık, eşsizdik. Birbirimize bağlıydık, hep de öyle kalacaktık.
Ama bunun bir önemi yoktu.
Yaptıklarını unutamazdım. Onu affedemezdim. Çünkü o bir katildi. Bir canavardı. Dostlarıma işkence etmiş, korumaya çalıştığım insanları katletmiş biriydi.


Birden göğsümdeki sızı o kadar şiddetlendi ki az kaldın iki büklüm olacaktım. Çünkü Malyen bana bunu göstermeye geliyordu. Çünkü yüzündeki o ifade - o içten, istekli, mutlu ifade- benim içindi. Çünkü güzel bir şey gördüğünde kapısını çalacağı ilk kişi hep ben olacaktım ve ben de aynını yapacaktım. İster azize, ister kraliçe, isterse de gelmiş geçmiş en güçlü Grisha olayım hep onun kapısını çalacaktım


#kitapyorumu

Çöküş ve Yükseliş || Leigh Bardugo

Bu seriyle ilgili o kadar karmaşık duygular içerisindeyim ki.. Sinirliyim, kırgınım, üzgünüm.. Sevdim de diyemiyorum sevmedim de.. Buruk, içim bir tuhaf..

Bu seriyle ilgili sevdiğim belli başlı şeyler var. Rüzgarın, Ateşin ve Dalgaların Hakimleri gibi Grisha yeteneği ve Grisha evreni sevdiğim şeylerden biri.. Gerçekten yaptıkları ve yetenekleri hayranlık verici.. Onun dışında Tolya ve Tamar, Nikolai, David ve Genya çifti favorilerim oldu.. Özellikle Nikolai'nin sahnelerini okurken çok eğlendim. Onun o ağzı laf yapan, her durumda gülünecek bir şey bulması, bu halleri tatlıydı. Başına gelenlerden sonra - yaralanması - bu durum onun hikayesini okumayı daha çok istememe sebep oldu. Nikolai yaralandığınsa yüreğim ağzıma geldi. Benim sarışın, altın kalplime bir şey olmasın diye hop oturup hop kalktım.. Neyse ki yaralansa da iyileşmiş bir halde çıktı karşımıza.. Ama içindeki karanlık ve yara hala onunla.. Ve kolay kolay gideceğe de benzemiyor. İçindeki bu karanlık güç ile Nikolai'nin gelişimini, nasıl bir yol izleyeceğini, bütün bunlarla nasıl başa çıkacağını merak ediyorum.

Ve belirtmem gerekir ki seriyi okurken çok sıkıldım ki.. Neredeyse reading slump'a girecektim. Yani bazı yerler o kadar gereksiz ve uzundu ki.. Bazı sahneleri okurken sinir krizi geçirecektim ya.. 🤦‍♀️ Beni şaşırtan Baghra ve Mozorova arasındaki bağ ve Malyen hakkındaki gerçek oldu. Ve Karanlıklar Efendisi'nin meydana çıktığı ve Alina ile savaştığı sahneler de heyecan vericiydi.. Bu sahneleri okurken gerçekten keyif aldım. Ama kitabın bütünlüğünü düşündüğüm zaman benim için ortalama bir seriydi diye düşünüyorum. Ve okurken hatırımda kalan çoğunlukla sıkıldığım oldu. Grisha serisi çoğunluğun övüp, bayıldığı, ölüp bittiği bir seri olmadı benim için ne yazık ki..

Karanlıklar Efendisi'ne gelecek olursam; güce olan açlığı ve doyumsuzluğu korkunç ve iğrençti bana göre. İçimde onun iyi olacağına dair bir umut vardı. Ama hepsini yerle bir etti. Son ana kadar acımasız, gaddar ve kötü olmaya devam etti. Ve bu da ona olan sempatimi tamamen yitirdiğim gerçeğini gösteriyor. Ama.. Aması var.. Yine de son nefesini verirken ki sözleri, yalnız kalmak istememesi yürek burkan bir ayrıntıydı. Sonu için üzüldüm. Karanlıklar Efendisi için her şeyi daha farklı hayal ederdim. Yalnız olmadığı, sevdiği ve sevildiği bir hayat yaşamasını isterdim. Onun o yalnızlığı, kimsesizliği, sevgiye olan açlığı kalp kırıcıydı. Ve her şey sona erdiğinde ortada hiçbir şey kalmadı. Bir çok yaralar açıldı ve bir çok kayıplar verildi. Üzücü.. 

Alina ve Malyen'e gelecek olursam; sevemedim.. Hadi birazcık sempati gösterdim diyelim ama yine de favorim oldukları söylenemez. Yani o kadar karmaşık hissediyorum ki.. Ne desem boş olacakmış gibi geliyor.. Hayalimde kendi hallerinde yaşayan bir kız ve oğlan olarak yaşayacaklar..

Son olarak Grisha serisi umduğumu bulamadığım bir seri oldu ya, ne bileyim.. Her şeyi daha farklı hayal etmiştim. Ama olmadı ne yazık ki.. Daha fazla uzatmak istemiyorum. Kalbim kırık söyleyeceklerim bu kadar.. 

Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI