26 - Merve Akıncı│Kitap Yorumu


"İdil.. Anlamı nedir?"
"İçten, saf aşk demek..."
"Peki, buldunuz mu?"
"Gözlerimin baktığı yerde buldum onu. Tam karşımda buldum. Geceleri yanımda uyur buldum. Gündüzleri beni öper buldum. Sen yirmi altıncı yaş günümün bana en güzel hediyesisin. Yirmi yedinci yaş günümde de yanımda olduğun için şükrettiğim adamsın. Bana aidiyet duygusu ne demek tattırdığın için teşekkür ederim."




İdil, istediği her şeyin tek bir parmak hareketiyle olmasına, yerine getirilmesine alışmış ve şımartılarak büyütülmüş bir kız. Dışarıdan bakıldığında kendine güvenen, güçlü biri gibi dursa da maskesini çıkardığında altında çok farklı bir genç kadın var. Her an kırılmaya hazır kristal bir fanusta yaşayan küçük bir kız çocuğu..

Ateş ise adı gibi etrafındaki herkesi cayır cayır yakan ve etkisi altına alan kendine has duruşuyla herkesi kendine çeken bir havası var. Ama bu görünüşün ardında içinde yaraları olan bir adam, bir çocuk var. O çelik gibi güçlü iradesinin altında çok yaralar var. 

Ateş'in olgunluğu ve İdil'in çocuksuluğu iki karakterin de birbirini dengelemesini sağlamış. Kitap boyunca İdil'in sorumluluk sahibi, kendine güvenen ve ayakları yere basan bir hale büründüğünü okumuş oldum.(k) O şımarık kız imajından sıyrılıp büyüdüğünü bize gösterdi.

Bade ve İnan mevzusu ise bana geçiştirilmiş gibi geldi. Yani kitabın bazı kısımları aceleye gelmiş gibi geldi bana. Sanki yazayım da aradan çıkartayım gibi bir his verdi. Gerçi devam kitabı olacak mı bilmiyorum ama kitap muallakta bitti bana göre.. Hani biraz daha olsa okuturdu kendini..

Tutku yönünden eksik kaldığını düşünüyorum. Kurgunun ilk versiyonunu okumuş biri olarak ilk hali beni daha çok heyecanlandırıyordu. Bu yeni halinin de hakkını yememek lazım. Merve Akıncı ince eleyip sık dokumuş gibi geldi bana.. Ama benim için o anın ilk büyüsünü yakalayamamış maalesef. 😐

Genç bir kadının kendini ve aşkı bulma hikayesini okuduk. Kurgu aşk, sevgi, aile, dostluk ve ucundan kıyısından azıcık da komedi barındırıyor. Özellikle İdil'in Ateş'in yemek(damak) zevkini öğrenmek için çeşitli mutfakları(yemekleri) denemesi, İdil'in çabalamalarını ve Ateş'in tepkilerini okumak keyifliydi. Romantik/Dram/Komedi kategorisine koyabileceğim seyirlik bir kurguydu..


Okurken keyif aldım mı? Evet. 
Ama nedense bir şeyler eksikti ve bunu anlamlandıramıyorum.
Sanki kurguda ve ya karakterlerde bir şeylerin ruhu eksik gibiydi. Bilmiyorum. 😞
Ne sevdim. Ne sevemedim. Sevdiğim yönleri vardı elbette. Ama ortada kaldım. Karar sizin? Beklentiye göre değişir gerçi. Son için daha farklı beklentilerim vardı. Bir "Vaoovv!" dedirtmedi bana ama hayata kısa bir mola vermek ve seyirlik, tadımlık, chick-lit türünde kitap arayışlarında olanlar çokta beklentiye girmeden bir şans verebilirler.. 😄

"Eğer bir daha karşıma çıkarsan, şuraya konduracağım öpücüğü," derken başparmağıyla dudağımın köşesini okşuyordu, "bilerek ıskalayacağım. Ve tam şuraya," şimdi aynı parmak tam dudaklarımın üstünde duruyordu, "isabet ettireceğim."

"Ona ıskalamak denmez. Hedefi tam on ikiden vurmak denir."

Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI