Lydia || Kitap Yorumu


Katiller Çetesi'nin tüm dünyada merakla beklenen devam kitabı Lydia'da sular durulmuyor. Her ne kadar Izabel ve Naeva, yepyeni kimlikleriyle planlarını gerçekleştirmeye çalışsalar da, ikili türlü badireler yüzünden ayrı düşer ve Naeva’nın hayatı tehlikeye girer. Naeva’yı kurtarabilecek tek kişi Izabel'dir ama özgürlük için ödenmesi gereken bedel fazlasıyla ağırdır ve Izabel'in Birlik'ten gizlediği korkunç sırrın açığa çıkması dengelerin de değişmesine neden olur.  


Kitabın başlarında o kadar sıkıldım ki yarım bırakma aşamasına geldim ama sonra kitap bir açıldı, pir açıldı. Olayla hızla gelişti ve şoke edecek bir sürü şey öğrendim. Şimdi ne söylersem spoiler olacak o yüzden bir şey diyemiyorum ama Izabel beni çok şaşırttı. Hala sevip sevmediğime karar veremedim ama bu kitapta ne güçlü bir yapıya sahip olduğunu gördüm.Ve Izabel ne yere bakan yürek yakanmış. Cidden şaşırttı beni! Lydia'da Izabel'in Meksikaya gitmesini ve Vonnegut'ı bulması konusu ele alınıyor. Tam işler sarpa sarıyor derken Izabel'in ayağa kalkması ve paçayı sıyırması cidden hayranlık uyandırıcıydı. Tahammül edemediğim ve sinirimi bozan sahneler olmadı değil ama bu kitabın güzelliğine gölge düşürmüyor. Fredrik ve Niklas'ın Izael'i düşünmeleri, fedakarlık yapmaları çok hoştu. Duygulandım. Kitabın bir kısmında kalbim kırıldı. Son bölümde Victor ve Izabel sahnesini okuyanlar bilir. Hüzünlendim ama yine de umutluyum. Ve 8. Kitap çok fena olacak. Sabırsızlanıyorum. 😏
Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI