4.Gün "Cast" görselleri için TIK TIK!
1.Kısaca Selvi Atıcı kimdir?
- İki çocuk annesi, hâlâ kabullenemediğim bir yaş olan otuz yaşında bir ev hanımıyım. Genellikle sessiz, sakin biriyim. Her hangi bir durumda sesimin biraz yükselmesi için çok fazla sabretmiş olmam gerekir. Sabrı ve sınırları sınırsız değil, ama geniş bir insanım. Yaşayan her canlıyı seven bir insanım. Arkadaşlık ve aileye çok önem veririm. Sanırım bu kadar :D
2.Yazar olmaya nasıl karar verdiniz?
- Aslında karar vererek olmadı desem daha doğru olur. Daha çok günlük yazıyordum. Bir şekilde yazmak hayatımın içinde hep vardı. Ama ben, aslında kompozisyonlardan en düşük alan öğrencilerden biriydim :D Aylarca elimde sürünen bir kitap olan Alacakaranlık’a başladım. Çok sevdim, ama Edward’ın düşüncelerinin olmadığı için çok bozum olmuştum. Günlüğüme onun ağzında; burada bunu demiştir, şurada belki de bunu demiştir diye birkaç şey karaladım. Ve sonra internette kardeşim gibi gördüğüm Tuba Özkat’ın Gece Yarısı Güneşi için devam yazısına rastladım. Yazılarını çok sevdim. Ondan özenerek, tamamen eğlence amaçlı başlamıştım. :)
3.İlk zamanlarda zorluk çektiğiniz anlar oldu mu?
- Zorluk çektiğimi söylemem. Kafasının için fazla dolu olan insanlardanım ben. Bir şekilde boşaltmaya, onları bir yere aktarmaya ihtiyacım vardı. Günlük yazmayı, bıraktım. Ama yazı yazmayı hiç bırakmadım… Yazı yazmak benim için zorluk çıkartmaktan daha çok, hayatımı kolaylaştıran bir eylem :D
4.Bir kitabı yazma süreciniz nasıl gelişiyor? Kitabınızı yazmaya başlamadan önce bazı araştırmalar yapıyor musunuz?
- Beynimin için sürekli bir meşguliyet halinde olduğunda ve hayal gücüm bir şekilde işlemeye başladığında; hoşuma giden bir tanesini seçiyorum. Sonra onun üzerinde düşünüyorum. Ortaya kısa bir kurgu çıkıyor, sonra bir taslak oluşuyor. Ama bunların hepsi kafamın içinde oluyor. Ardında defterlere küçük notlar düşüyorum. Sonra onlar kısa bölümler oluyor. Kurgunun tamamen oturduğuna inandığımda gerçekten yazmaya başlıyorum. Ama her ne hikmetse bir şekilde yazarken karakterlerin oyununa geliyor ve illa ki bir şeyleri fark etmeden değiştiriyorum. Araştırma kesinlikle yapıyorum. Mutlaka yanlışlarım vardır. Her insanın vardır, ama en aza indirgemeye çalışıyorum. Okuyan arkadaşlarıma daha düzgün bir yazıyla bir şeyler sunmayı istiyorum.
5.Yazarken sizi çok zorlayan, üzerinde defalarca düşündüğünüz bir karakter yada hikayeniz var mı? Eğer varsa hangisi ve neden?
- Yazarken eğer hikayenin içine gerçekten girebildiysem, onlar bana yaşayan, canlı-kanlı insanlar gibi geliyorsa hiç bir şekilde zorlanmıyorum. Eğer ben hissetmezsem zaten asla yazmıyorum. Çünkü inandırıcılığını kaybedeceğini düşünüyorum. Karakter olarak değil, ama hikaye olarak Pinokyo’nun Rüyası’nda biraz zorlanmıştım. Sanırım o da Ömer karakterinin bir cerrah olmasından kaynaklanıyordu. Okuduğum tıbbi terimlerin, bir düşme sonucu insanda oluşabilecek hasarların, sonuçların neler olacağını araştırmaya çalışırken beynim Çarşamba pazarına dönmüştü :D
6.Şu an ki türünüz dışında farklı bir türde kitap yazmayı düşünür müsünüz?
- Fantastik haricinde sanırım deneyebilirim. Ona biraz fazla beyin gerekiyor gibi geliyor bana :D Zaten yoğun ve kafası çok karışık olan bir insan olduğum için başta yazdığımı sonda hatırlamakta zorlanabilirim. Fantastik için gerçekten yüksek hayal gücü gerekiyor, inandırıcılığını sağlamak gerekiyor. Sanırım onu yapamam :D
7.Wattpad'de yayınladığınız hikayeniz "SEN"i bir gün raflarda görür müyüz?
- İnşallah görürüz :D Şimdilik Kayıp Şehir serisini bir bitirelim de, Daha sonra o da kendi sırasında raflarda olacaktır :D
8.Kitaplarınızı nerede yazıyorsunuz? Özel bir yazma köşeniz veya odanız var mı?
- Daha önceleri genelde bir mutfakta masam var; orada yazıyordum. Her nedense çocukluğumdan beri mutfak hep çalışma alanım olmuştur. Ama şimdi kendime ait bir çalışma alanım var. Hoş ve benimsediğim bir yer :D Artık yazılarımı orada yazıyorum.
9.Üzerinde çalıştığınız “Pinokyo'nun Rüyası” kitabınız hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
- Kimliksiz kitabında adı geçen Ömer adlı yan karakterin hikayesi. Biraz çapkın, çokça iyi niyetli, yakışıklı, aşktan kaçan bir adam. Ama çoğu kitapta olduğu gibi o da bir gece arabasının tepesine,bir çatıdan düşen genç bir kızla karşılaşıyor ve aşkla mücadelesi o zaman başlıyor :D Kızın da gizemli bir geçmişi var… Böyle işte kısaca :D
10.Kitap yazanlara tavsiyeleriniz nelerdir?
- Yazmaktan keyif alan, bunu benim gibi hayatında bir çok şeyin önünde tutanlar için söyleyebileceğim tek şey; her şekilde hayallerinin peşinden koşmaları… Ve attıkları adımların her zaman cesur olması :D
11.Son olarak “Selvi Atıcı” okuyucularına neler söylemek istersiniz?
- Söylenecek çok fazla şey var… Okuyucu arkadaşlarımın destekleri her zaman bir adım daha atmak için bana çok fazla cesaret verdi. Çoğu zaman özgüvenindeki çatlakları görmezden gelmeme ve onları sıvamama yardım ettiler. Belki bir hikayenin yönünü tek bir samimi yorumla değiştirdiler… Ben, her şeyden önce kendim için yazan bir insanım. Paylaşmasaydım, yine de yazmaya devam ederdim. Ama paylaştığınız zaman kendinizi okuyucular sayesinde dışarıdan görme imkanınız doğuyor ve destek her zaman çok önemli. Yanımda oldukları için teşekkür etmekten başka bir şey gelmiyor elimden :D
12.Aşk Romanı mı? / Polisiye Roman mı?
- Şöyle içinde bol aksiyonlu, polisiye de olan bir aşk romanı desem? :D Aç gözlülük gibi olacak belki, ama tadından yenmez doğrusu :D
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
- Adem ve Şirin'in hikayesini ne zaman okuyacağız?
Adem ve Şirin için ben de çok istiyorum yazmak ama daha tam kurgu oluşturmadım. Belki, kısa bir hikaye olabilir onun için :)
- Kimliksiz'i yazarken kendinize yakın hissettiğiniz karakter/karakterler oldu mu?
Kimliksiz de kendime yakın hissettiğim karakterler aslında. Yazarken hepsi olabiliyorum ama Deryal'in kimi durumlarını özümsediğimi söyleyebilirim.
- Kitapta yaşanan olaylardan kızdığınız ya da "keşke şöyle olmasaydı" dediğiniz anlar/olaylar oldu mu?
Değiştirmek istediğim hiç bir şey olmadı kitapta:) Ama bazen, okuduğum kitaplarda da kaptırıp gittiğim, zamanlar da olduğu gibi kapılıp, ya bu da yapılır mı dediğim anlar oldu.
Bu keyifli sohbet için Selvi Atıcı'ya çok teşekkür ediyor, ve başarılarının devamını diliyorum. :) Etkinliğimizin son günü de böylece bitmiş oldu. Bu etkinlikte beni yalnız bırakmayan ve destekleyen Min Li Li'ye, röportajı kabul edip sorularımızı cevaplayan ve susmayan çeneme katlanan sevgili yazarımız Selvi Atıcı'ya ve son olarak da bu etkinliği yapmamızı sağlayan ve kitapları gönderen Müptela Yayınlarına bu teşekkürü bir borç bilirim. :) Umarım keyif almışsınızdır. Bir daha ki Okuma Etkinliğinde görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder