Babamı Beklerken / TANITIM

 
Abilene ve babasının hiçbir zaman bir 'ev' kavramı olmamıştır.
Yaprak gibi oradan oraya sürüklenip duran baba-kızın, birbirlerinden ve hikâyelerinden başka kimsesi yoktur.
Ama Abilene büyüyordur ve artık bir yuvası olmalıdır.
Derken bir gün yollar ayrılır.
Abilene şimdi tek başınadır. ...

Sahip olduğu en değerli varlığı babası Gideon Tucker, onu bir kasabaya yollamıştır.
Peki, mesafeler ayırır mı dersiniz?
Abilene için asla.

Geçmiş gizemli, gelecek bilinmez, şimdi ise özlem dolu.
Baba, neredesin?
 

 
Bu gece de babamı bekleyerek karşıladım sabahı. Pencereme vuran ay ışığı altında oturup düşündüm uzun uzun. Babamdan hatıra pusulayı elime alıp seslendim gökyüzüne:
"Şu an benim gibi babam da ay ışığının hüznüyle mi meşguldü?"
"O da beni özlüyor muydu benim özlediğim gibi?"
"Biliyorum. Her gidiş mutlaka yanında hüzün taşır ama, bu bizim için değişemez mi baba?"
 
 
"Umut, hiçbirimize fazla yakın olmayanlar arasında son günlerde.
Bazıları onunla soğuk algınlığıyla savaşır gibi savaşıyor, bazıları da sıcak bir battaniyeye sarılır gibi sarılıyor ona. Ya ben?

Geceleri sinsice rüyalarıma giriyor
ve babama benziyor
ve sana
ve yuvama."
 
*
 
Üzgünüm dostum, benim saçmalıklarımı okumaktan daha iyi şeyler yapmalısın. Yakınlarda hiç balığa çıktın mı? Üç Ayak Gölü yakınlarındaki Echo mağarasını dene. Su orada biraz daha derinden aktığından balıklar için yeterince serin olur. Hatta benim yeşil ve sarı parıltılı olta ucumu bile kullanabilirsin. Her attığında bir balık takılır.

Not: Bir tane de benim için yakalarsın, değil mi?
Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI