Düşlerimin Prensi ~ Buse Gümüş [Yazar ve Eserleri Hakkında Bilgiler]


Merhabalar.
Düşlerimin Prensi turu tüm hızıyla devam ederken Buse Gümüş ve kitapları hakkında daha fazla bilgi almak ister misiniz? diye soruyor ve sizi bu yazı ile baş başa bırakıyorum. (=


Buse Gümüş Kimdir?

  • Buse Gümüş, 1993 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesinde lisans eğitimini sürdüren yazar, içindeki yazma aşkını lisede okurken keşfetti ve o günden bu yana bir kez olsun yazmayı bırakmadı. 

  • 2012 yılından beri hikayelerini forumlarda ve sosyal platformlarda okuyucularıyla buluşturmaya devam etmektedir.
Kitapları;



"Gerçekleşmeyeceğini bile bile kurulan düşler, insanın canını acıtmaktan başka bir işe yaramıyor." Aşkın hiç uğramadığına ve uğramayacağına emin olduğum bir durakta beklerken, hiç ummadığım bir anda düştüm aşkın içine. Hem de hiç olmayacak bir insanla; Mert Demiroğlu'yla… Üstelik bu öyle bir düşüştü ki, sadece üç saniye sürmüştü; ne olduğunu bile anlayamamıştım. Aşkın zor olduğunu biliyordum ama söz konusu Mert ise sadece zor değil, imkânsızdı benim için aşk. O, insanların düşündüğünden daha fazlasıydı. Düşünceli, nazik ve sevecendi. Onun masmavi gözlerinin derinliklerine düştüğümde, tutunduğum yine oydu. Yine de imkânsızdı işte. Mert ve ben sadece arkadaş olabilirdik, benim kalbim her ne kadar daha fazlasını istese de… Ancak hayatın benim için daha farklı planları olduğunu bilmiyordum; benim masalım henüz yazılmamıştı. Hepsinde olduğu gibi bu masalın da bir prensese ve bir prense ihtiyacı vardı. Benim masalım da Düşlerimin Prensi'ni bulduğumda başlayacaktı.



Masal devam ediyor…


Bir zamanlar asla inanmam dediğim bir şey vardı. Benden asla ama asla bir prenses olmazdı. Gerçekleşmeyeceğini düşündüğüm düşlerim vardı benim. Bana göre; aşk bana uğramaz, mutluluk beni teğet geçerdi.

Tüm umutsuzluğuma rağmen yine de hayat beni yanıltmış, aşkı ve mutluluğu bir kişide toplamıştı. İmkânsız dediğim aşk, beni sarıp sarmalamış ve her şeyi baştan sona değiştirmişti. Onunla olmak, aşkı onunla yaşamak düşlerimin de ötesinde bir mucizeydi.

Ancak her şey hayallerimdeki gibi tozpembe gitmiyordu. Mutlu sona ulaşmadan önce önümüze birçok engel çıkacaktı. Hayat bizi sınarken, birlikte tutunabileceğimiz tek şey sevgimizdi. Kavgalar, küslükler, barışmalar, ayrılıklar… Ve daha nicesi. Yaşanacaklar gözümü korkutmuyordu, çünkü gerçekliğinden emin olduğum bir şey vardı: Mert, benim Düşlerimin Prensi'ydi ve bizim masalımız, her şeye rağmen mutlu sonla bitecekti.


Hikayeleri;


"Bu söylediklerine inanmıyorum, hepsi deli saçması! Hafızamı kaybettim diye benden faydalanmaya çalışıyorsun! Ben asla seninle birlikte olmadım!" 

"Ne derler bilirsin; 'Asla, asla dememek lazım.'" 

Karşımda durmuş yüzünde o nefret ettiğim ukala gülümsemesiyle bakarken bütün vücudum öfkeyle cayır cayır yanıyor. O ise bu halimden memnun kalarak yüzündeki sırıtışı büyütmekle meşgul. Tamam, o gülümseme birçok kızın aklını başından alacak kadar muhteşem olabilir, ara sıra bende dalıp gitmiyor değildim ama onun kim olduğunu biliyordum. Kendini beğenmiş, küçük dağları ben yarattım tavırlarından da nefret ediyordum.  
Bu yüzden söylediklerinin uydurma olduğundan yüzde yüz eminim, hafızam benden son 4 yılı çalmış olabilir ama kendimi tanıyordum. Bu ukala çocukla birlikte olacağıma ölürdüm daha iyi! 

Bu kadar büyük konuşmamam gerektiğini öğrendiğimde her şeyin için çok geç olmuştu.
   Göz atmak ve okumak için; TIK TIK!


Ne kadar sevebilirsin? 
 Aşkın için ne kadar ileri gidebilirsin? 
 Ondan vazgeçebilir misin? 

Gurur Özdemir, uzun zamandır uzaktan izlediği kıza sırılsıklam aşıktı. Her gün aynı saatte köşesine çekilir, okul kapısından içeri girdiği anın hasretiyle onun gelmesini beklerdi. Yalnızca uzaktan görmek ona yetiyordu. Daha fazla yaklaşmaya cesareti yoktu. 

Duru Çelik, 19 yaşında ve hukuk öğrencisi. Ayrıca bölümünün 1.si. Arkadaşları tarafından 'İnek' diye adlandırılan genç kızın tek derdi, okulunu bitirmek ve ailesinin geleceğini kurtarmaktı. Aşka zamanı yoktu. Üstelik gerçek aşka rastlayacak kadar şanslı olduğuna da inanmıyordu. 

İkisinin kaderini birleştiren şey ise bir kazadan ibaret ve bir de intikam isteği. Gurur sevdiği kıza yaklaşma cesaretini gösterdiğinde, saklanılan gerçeğin ortaya çıkmasına engel olamayacağını biliyordu. Sonunda mahvolacağını da. 

Ama umurunda değildi. 

Aşk, her şeye rağmen onları birleştirecek ve iki gencin kaderini birbirine mühürleyecekti.

Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI