Okuma Etkinliği#8 - Ateş ve Buz │Yorum ve Çekiliş

Bu kitabı nasıl anlatsam bilemiyorum. Üç farklı kadın, üç farklı adam ve üç farklı hayat! Çelişkiler ve gözyaşlarıyla dolu bir hikaye. Hem yakacak hem de yanacak olanların hikayesi!


Mert, ünlü bir iş adamıdır. Lal ile yolları bir röportaj için kesişiyor. Lal, bu röportajı yapmak zorunda yoksa mesleğini kaybedebilir. Mert, Lal'e röportajın yapılması için bir şart önüne koyuyor. Onunla bir hafta boyunca istediği yerde yemek yiyecek! Tabi iş yemek boyutunu geçip ahlaksız bir teklife dönüşüyor. Mert, annesi tarafından terk edilen ve babasıyla bir başına kalan yaralı ve karanlık geçmişe sahip bir adam. Lal başta karşı gelse de Mert'in çekimine kapılıyor ve yanacağını bile bile bu ateşe koşarak atlıyor. Ve  anlaşmanın süresi bitince yolları ayrılan ikili bir süre kendi hallerinde takılırken Lal'in adı gazetelere düşüyor. Ve asıl film o andan sonra kopuyor. İnişli çıkışlarla süre gelen hayatları sonunda mutluluğun kapısını aralayarak son buluyor. Mert her ne kadar acımasız olsa da onu değiştiren kadına, Lal'e karşı koyamıyor ve kalbini ona açıyor. 

Pelin, bir şirkette avukat olarak çalışıyor ve patronuna göz koymuş durumda! Tam anlamıyla böyle söyleyebilirim. Çünkü başından beri adamı etkilemeye çalışıyor ve sonunda istediği oluyor. Kenan, onun cazibesine kapılırken Pelin kalp kırıklarının olacağını bile bile bu adama izin veriyor. Pelin ona kendini verirken Kenan sertliğinden taviz vermiyor. Onu hem seviyor hem de canını yakıyor. Pelin'in babası Pelin'e sormadan sırf şirketini kurtarmak için kızını ortaklık kuracağı adamın oğluyla evlendirmeye çalışıyor. Ve devreye Kenan giriyor. Cem, Pelin'in başına bela olurken Kenan, Pelin'e karşı beslediği duyguların etkisine giriyor ve onu Cem denen beladan kurtarıp kendi hayatına oturtuyor. Kenan hem şirketi kurtarmış hem de kalbini Pelin'e açmış oluyor. 

Miray, bir kulüpte tenis hocalığı yaparken yolları Akın ile kesişiyor ve kaçınılmaz olan gerçekleşiyor. Akın, bir iddia uğruna Miray'a yaklaşırken ona aşık olduğunu fark ediyor. Miray iddiayı öğrendiğinde hayatına zor da olsa devam ederken Akın içten içe kavrulmaktadır. Ona olan aşkı gün geçtikçe artarken Miray'ın peşini bırakmaz ve kendini affettirmenin bir yolunu bulur. Onu evliliğe ikna eden Akın, bir de bebek haberiyle ne kadar şanslı olduğunu anlamış olur. Akın'ın Miray sayesinde hayata bakış açısı değişmiştir. 

Başlarda Pelin ve Kenan ikilisini seviyordum. Ama sonradan onları sevmemeye başladım. Pelin o kadar yoğun bir karakter ki adeta dişi aslan diyebiliriz onun için. Bir adam için kıvrandığını bu kadar belli eden bir karakter bana itici geldi açıkçası. Pelin resmen "benimle  seviş" modunda gezerken Kenan da aldığından gayet memnun tabi. :D Pelin ve Kenan'a kızdığım yerler oldukça fazla. Ne yazık ki bu iki karakteri sevemedim :/

Lal ve Mert ikilisini de sevmedim. Ne Lal'i ne Mert'i. Mert'in yaptığı ahlaksız teklif çok çirkinceydi bence. Kıza zorla bir şey dayatması hoş değildi. Bir kadın bir erkeğin karşısında bu kadar düşmemeli bence. Yani bırak olmasın o röportaj. Sana başka iş mi yok. Lal'in bu durum karşısındaki tavrını hiç beğenmedim. Teklifi geri çevirebilirdi. Ne kadar sonu mutlu sona bağlansa da yanlış bir hareketti. Bu temeller üzerine kurulan bir ilişkinin sağlam olacağını düşünmüyorum ben açıkçası. Lal ve Mert çifti bu kitapta yer almasa da olurmuş bana göre. Şayet onların sahnelerini okurken sıkıldım.

Miray ve Akın ise kötünün iyisi oluyor bu durumda. Başta o iddia meselesine çok kızsam da sonradan sevdim bu ikiliyi. Diğer çiftlere göre bir tık daha iyilerdi bence. Akın'ın aşık bir adam ve baba adayı halleri çok tatlıydı. Onların sahneleri daha fazla olabilirdi. 

Kitap biraz Binbir Gece biraz da Grinin Elli Tonu karışımı gibi bir şeydi bana göre. Hatta bazı yerlerde Ana bile bu kadar çekmemiştir Christian'ın elinden dediğim doğrudur. Beni rahatsız eden yerler olduğu kadar komik bulduğum diyaloglarda mevcut. Keşke yazar daha farklı bir konu üzerinden işleseymiş. Kadınların "seks objesi" olarak kullanılması hoş değil bence. 

Bunun +18 bir kitap olduğunu biliyorum. Her ne kadar ortada aşk olsa da karakterlerin davranışları hikayeyi dengesizleştirmiş bana göre. Bunu yazarın ilk tecrübesi olmasına veriyorum. Kitaptan her ne kadar pek haz etmemiş olsam da kitabın akıcı olduğunu da kabul etmem gerek. Kitap fazla cüretkar olmasına rağmen kendini okutan bir kitap olduğu da bir gerçek. Yukarıda da belirttiğim gibi Ateş ve Buz; yakacakların ve yanacakların hikayesi! Son olarak kitabı okuyup okumamak size kalmış. :)
Pinterest shareGoogle Plus share

4 yorum:

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI