Kitabı ilk elime aldığımda beğeneceğimi düşünmemiştim. Ama kitabı bitirdiğimde tam olarak şöyle hissetim; "Nerede bu kitabın ikincisi?" O derece çok sevdim ben kitabı. Her ne kadar kapak resmi paintte yapılmış gibi dursa da içeriğine diyecek yok! Redaksiyondan kaynaklı hatalar vardı ama ikinci kitapta düzeltirler diye umuyorum. Benim gibi fazla tarihi aşk okumamış biriyseniz bu kitabı okumanızı tavsiye ederim!
Annabel, ailesi tarafından küçük yaşlarda yetiştirilmek üzere kiliseye bırakılmış ve bir daha eve dönememiştir. Ailesine göre Annabel istenmeyen çocuktur. Bu zamana kadar o ablasından daha çirkin ve kilolu diye hor görülmüş biridir. Annabel, bir rahibe olacağını düşünürken annesinin ansızın bir gün gelmesiyle kendini bir İskoç Bey'inin karısı olarak bulur. Her şey hızla gelişirken Annabel'in hiç bir şey hakkında bilgisi yoktur.
Tecrübesizliğinden kendini iyi hissetmese de her şeyi yoluna koymak için çaba sarf etmektedir. Ross, yeni karısını keşfederken onu hayatına dair izlerin peşine düşer. Onun bir rahibe olmak üzere kiliseye bırakıldığını öğrendiğinde karısında vazgeçmez, aksine ona sıkı sıkıya sarılır. Çünkü Ross, ona aşık olmuştur. Birbirlerini yeni tanımaya başlayan çiftin huzurunu bozmak için ansızın bir bomba gibi Kate çıkagelir. Kate, Annabel'in ablasıdır ve Kate içten içe Annabel'i kıskanmaktadır.
Annabel'in Ross ile evlenmesini kaldıramayan Kate, kardeşine kötü bir oyun oynar. Ross, Kate'in planlarını öğrenir ve Annabel'i zamanında kurtarır. Kate hak ettiği cezayı almak üzere Annabel'i insafına bırakılır. Kate, bundan sonra yaşamını rahibe olmak üzere kilisede geçirecektir.
Eski huzurlarına kavuşan Ross ve Annabel, tutkunun, aşkın ve mutluluğun peşine düşerken Annabel hayatın ilk defa ona gülümsediğini hisseder. Çünkü Ross'a, aşka sahiptir.
Yukarıda da belirttiğim gibi bir kaç hatanın dışında kitap güzeldi. Yazarın kalemini sevdim. Umarım yayın evi tez vakitte ikinci kitabı da çıkarır. Tarihi aşk seviyorsanız bu kitaba da bir şans vermeniz gerektiğini düşünüyorum. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder