Ya Hiç Gelmeseydin || Kitap Yorumu


İlk kitabı okuyalı üzerinden o kadar zaman geçti ki neler olduğunu unutmuşum. Hatırımda kalan tek şey bir öğretmen ve öğrenci ilişkisiydi. Bu yüzden kitaba adapte olmakta biraz zorlandım. Hatta ilk başlarda biraz sıkıldığımı da söyleyebilirim. Ama okudukça kurgu ve karakterler kendini sevdirdi. Ve Colleen bir kez daha şaşırtmadı 😍 Bu kadın ne yazsa okurum! Canım yazarım! 😍 Hem duygu yüklü hem de eğlenceli bir kalemi var. Okurken duygudan duyguya sürüklüyor insanı. Kitapta sevdiğim noktalardan biri şu; ekşi ve tatlı. Yani karakterler gün içerisinde yaşanan iyi olayları tatlı, kötü olayları ekşi şeklinde birbirlerine anlatıyorlar. Ve bu fikir çok hoşuma gitti. Sonra küfür etmek yerine "kelebek" tabirini kullanıyorlar. Mesela lanet olasıca yerine; kelebek olasıca gibi.. Çok tatlı bir fikir değil mi.. 😍

Bu kadar tatlı olayların yanında acı olaylar da oluyor tabi.. Özellikle Will'in eski sevgilisine karşı verdiği tavizden dolayı Lake ile aralarının bozulmuş olmaları çok sinir bozucuydu. 😡 Lake resmen darmadağın oldu. 😢 Bu noktada Will'e çok kızdım. Lake annesinin ölümünden sonra zaten yapayalnız kalmış ve duygu çalkalanması yaşarken böyle bir durumla karşı karşıya kalması kızı darmaduman etti. 😢 Neyse ki Will zor yoldan da olsa Lake'i ne kadar çok sevdiğini göstermiş oldu. 😏

İnişli çıkışlı bir şekilde ilerleyen ama çokta zihin yormayan, okurken kimi zaman güldürüp kimi zaman hüzünlendiren ama en sonunda huzura erdiren bir seri sonu kitabıydı. 😂 Bir de şöyle bir şey var ki ne zaman Colleen kitabı okusam daha çok okumak isterken buluyorum kendimi.. 😍 Daha nice Colleen Hoover kitapları okuma şansımız olur umarım diyerek yorumumu noktalıyorum. 😏

Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI