Beni yer yer güldüren, bazen de hüzünlendiren bir kitap oldu Masum Koza! Hayal'i başta sevmediğim doğrudur. Ama yaşadıklarını okudukça hak vermemek elde değil. İntikam uğruna yola çıktı ama aşkla çarpıştı. Çokta iyi oldu. Genelde hikayelerde kötü adam karşımıza çıkar ama Poyraz, bu hikayedeki masum çocuktu.
Aziz Bey ve aşkı gerçek olamayacak kadar güzeldi. Devran ve Efsun'un aşkları ise tam seyirlikti. Birbirlerine "kalbim" diye hitap etmeleri çok tatlıydı.
Hayal, başta yola intikam olarak çıksa da Poyraz ile karşılaşınca tüm planları alt üst oldu ve kendini onun aşkıyla sarmalanmış bir halde buldu. O kadar kin ve nefretten sonra birden "mutluluk moduna" geçmelerini anlamlandıramadım. Yani birden "hadi mutlu olalım" moduna geçtiler. O açıdan sevemedim. Birden her şeyin yoluna girmesi insanın kafasında soru işareti bırakıyor.
Ama tabi kötü adamımız olmadan kitap olur mu hiç? Sinyor Bossi-Hayal'in korkulu rüyası- hortladığı yerden geri çıktı. Tabi Devran durur mu; aldı adamlarını yanına, gitti kurtardı kızımızı.
Devran ve adamlarının "mafya-vari" tavrını sevmedim. Hava katılmak mı istenmiş bilmiyorum ama ben pek samimi bulmadım. Devran tek başınayken de zaten oldukça sevilesi!
Devran'ın Hayal'i sahiplenmesi, onu kardeşi gibi görmesi o sahneler çok güzeldi. Ve sonunda Poyraz ve Hayal çiftimiz mutluluklarına kavuşurken, "Nilüfer Melek" bebekte hayatlarına bir mucize gibi girdi.
Yazar çok güzel bir konu üzerinden kurgulamış, kendisini tebrik ediyor ve katkılarından dolayı "Olimpos Yayınları"na teşekkürlerimi sunuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder