Benim severek okuduğum bir kitabın KGBT Ekibi olarak turunu yapıyoruz.
Ailenize ait İtalyan restoranının işleri çok kötü ve siz her şeyi düzeltmek için işin başına geçtiniz. Çalışanları idare etmek çok zor çünkü hepsi ya akraba ya da eski bir tanıdık. Garsonluk yapan kardeşiniz kız arkadaşıyla görüşmek için sürekli işi savsaklıyor. Barmense sigara tiryakisi. Durmadan sigara molası verip barı boş bırakıyor. Hepsinin yerine çalışmak ve müşterileri memnun etmek zorundasınız.
Yine de şefin açığını kapatmanız çok zor. Zaten o da karısıyla kavga etmiş ve sinir bozukluğundan bütün yemeklerin baharatını ve tuzunu fazla kaçırıyor. O kadar fazla kaçırıyor ki, müşteriler durmadan su sipariş ediyorlar.
Boş masalardan birine bir kadın ve bir adam oturuyor. Kardeşiniz ortalarda olmadığı için masanın siparişini almaya gidiyorsunuz. O anda, üç yıl önce, sadece size aşık olduğu ve siz sorumluluk istemediğiniz için terk ettiğiniz kadınla göz göze geliyorsunuz. Üstelik karşısında oturan kıl kuyrukla da sevgili gibi görünüyor.
İşte size Gavin Luciano'nun hikâyesi. Ama bu hikâyeye biraz acı katabiliriz. Gavin'in karşısında bulduğu kadın, yani Miranda Storme, son yılların en beğenilen restoran eleştirmeni. O akşam şefin bol baharatlı spesiyalini yedikten sonra içinde yeninden alevlenmeye başlayacak olan terk ediliş acısı bütünüyle gerçek. Bu gerçek de onun ilham kaynağı. Alacağı intikam için. Sonuna kadar…
✔ Kitabımız Gavin ve Miranda üzerine kurulu. Miranda bir "Gurme" ve bir gazetede kendi köşesinde yazıyor. Gazetedeki köşesinin adı da; Miranda Yazıyor. Gavin ile ortak bir geçmişleri var. Daha önce bir süre birlikte takılmışlar diyebiliriz. Miranda arkadaşı Andy ile bir gece bir İtalyan Restoranına gidiyor ve karşısında hiçte görmek istemediği birini görüyor. Hiç unutamadığı, sevdiği ve nefret ettiği aşkı; Gavin tam karşısında duruyor.
✔ Miranda geçmişte yaşadıklarıyla ve anın öfkesiyle gazetedeki köşesinde Gavin'in Restoranını eleştirir. Ve Gavin günden güne müşterisini kaybetmeye başlar. Şimdi Gavin için üç seçenek vardır; Birincisi hayallerinin peşinden gitmek, ikincisi aile restoranının yükselişe geçmesini sağlamak ve sonuncusu da Miranda'yı yeniden elde etmek...
✔ Yazarın yarattığı kurgusal dünyayı sevdim ama bir şeyler eksikti. Mesela karakterleri anlatırken hafızamda görüntüleri canlanmadı. Gavin'i mavi gözlü bir İtalyan, Miranda'yı ise kızıl saçlı bir Gurme olarak biliyorum. Yazar, karakterleri betimlemede arada boşluklar bırakmış. Sanırım bizim hayal gücümüze bırakmış.
✔ Gavin ve ailesini sevdim. Miranda'yı da sevdim. Geçmişte ayrılma sebepleri de bana biraz saçma geldi açıkçası.Özellikle Gavin'in bir e-posta ile Miranda'dan ayrılması beni şaşırttı. Aslında iki farklı Gavin var. Biri umursamaz ve keyfine düşkün bir hayalperest Gavin. Bu aynı zamanda geçmişteki Gavin oluyor. Gelecekteki Gavin ise, sevgi dolu, çabalayan, ailesi için her şeyi göze alan bir adam. Bu adam nasıl böyle birden bire değişmiş anlam veremedim. Zaten kitapta geçmişe dönük pek sahne yok. O yüzden bunun sıkıntı yaratacağını düşünmüyorum.
✔ Miranda'nın geçmişte yaşadığı bir takım olaylar beni üzdü. Ama buna karşın Gavin'e karşı koyamaması ve kendinden taviz vermesini doğru bulmadım. Ama kim ateşli bir İtalyan'a karşı koyabilir ki.. :D Gavin'in Miranda'ya "kızıl" diye hitap etmesi çok tatlıydı. :D
✔ Hikayemizin kötü karakteri Amanda'yı da unutmamak gerek! Onu sevmeyeceğinizden eminim. Detaylar ise sayfaların arasında. :D Sonlara doğru yazar her şeyi kötü bir şekilde bağlayacak diye düşünmüştüm ama düşündüğüm gibi olmadı. Yazar son kısmı çok tatlı bir şekilde bağlamış bence. Son sayfaları çevirdiğimde gülümseyerek bitirdim kitabı..
✔ Sonuna Kadar, okuduğum ilk Jennifer Probst kitabı ve kalemini sevdim. Sonuna Kadar da hem tutku, hem komedi hem de dram yer alıyor. Yazar sizi etkisi altına almayı ve şaşırtmayı başarıyor. Yukarı bahsettiğim "karakterlerin zihnimde canlanmaması" dışında beni rahatsız eden bir durum söz konusu değil. (=
✔ Kitabın kapak tasarımına bayıldığımı da söylemeden geçemeyeceğim. Kitabı sevdim ve kitaplığımdaki diğer Jennifer Probst kitaplarını okumak için sabırsızlandığımı söyleyebilirim. Uzun lafın kısası diyecek olursak; eğer daha önce Jennifer Probst'un kalemi ile tanıştıysanız ve tadı damağınızda kaldıysa bir de "Sonuna Kadar"ı deneyin. Seveceğinizi düşünüyorum. (=
GoodReads Yorumum;
Katıldım.
YanıtlaSilgfc: pervin
peren80@yahoo.com
Katıldım.
YanıtlaSilgfc:fndk
fndkfndk@gmail.com
Katıldım
YanıtlaSilgfc: inci
inci.pyn@gmail.com
Katıldım :)
YanıtlaSilGFC: Ceren Tatlioglu
E-mail: ceren-fb39@hotmail.com