Kağıttan Kalpler || Courtney Walsh ~ Yorum ve Alıntılar


Herkese Merhaba!
Yeni bir kitap yorumu ile karşınızdayım.
Çıktığı günden beri bu kitabı okumayı çok istiyordum ama kısmet bugüneymiş. 

Yatmadan önce bir bölüm okuyayım diye düşünmüştüm ama kitaba bir başladım ve bir bakmışım 95. sayfaya kadar gelmişim. Sayfalar nasıl aktı, kurgu beni nasıl içine çekti anlamadım bile. Birden kendimi hikayeye kaptırmış bir halde buldum.

Abigail, babasından kalma bir kitabevini işletmektedir. Kalp kırıkları, aşk acısı ve pişmanlıkları vardır. Yalnız bekar bir kadındır ve tek eğlencesi, sahip olduğu tek şeyi bu babasından kalma kitabevidir. (Nook Kitabevi)

Bir gün Aşıklar Parkı kasabasına bir doktor gelir ve her şey yerle bir olur. Jacob, kendi özel muayenehanesi açmak için Nook Kitabevi de dahil bütün pasajı satın alır ve baştan sonra yenilemeye başlar. Abigail, bütçesi olmadığı için dükkanını onun elinden alamaz ve acı gerçek yüzüne bir tokat gibi çarpar. Bir yıla kalmaz kitabevini kaybedecektir ve bunun için yapacak bir şeyi yoktur.



Abigail, tam ümidini kaybettiği anda Gönül İşleri Gönüllüleri grubuna dahil oluyor ve kendini bir anda kağıttan kalplerin içerisinde buluyor. Kalplerin üzerinde yazanlar, bir çiftin aşk hikayesi onu cezbediyor ve böyle harika bir aşk yaşayan çiftin kim olduğunu öğrenmek için kolları sıvıyor. Gerçekleri öğrendiğindeyse kalbi kırılıyor. (Kağıttan Kalpleri kimin yazdığını ve böyle büyük aşkı kimin yaşadığını öğrendiğinizde sizde şaşıracaksınız.)


Jacob, her ne kadar Abigail'ı kitabevinden çıkartacağını söylese de bir yanı bunu istemiyordur. Çünkü Jacob günden güne Abigail'a karşı bir şeyler hissetmektedir. Ama Jacob'ın tek bir amacı vardır o da kızı Junie'nin mutlu olmasıdır. Onun için her şeyden vazgeçecek kadar gözünü karartmıştır. 


Abigail, Jacob'dan nefret ettiğini düşünse de içten içe ona karşı bir şeyler hissetmektedir. Ama korkuları vardır. Terk edilmekten, kalbinin kırılmasından korkmaktadır ve bu yüzden hep aşktan uzak kalmıştır. 


Genele bu tarz kitaplar okumuyorum o yüzden fazla bir beklentim yoktu ama kapak tasarımı ve sosyal medyadaki tanıtımlar bu kitabı iyice merak etmeme neden oldu. Gece yatmadan önce bir bölüm bakayım demiştim ama bir bakmışım 4 - 5 bölüm okumuşum. İnsanı bir sonraki sayfayı okumaya teşvik eden bir kurgusu var. Okurken insanı heyecanlandırıyor.


Ben Jacob'ın Junie ile daha fazla sahnesinin olmasını isterdim. Genelde muayenehane ve kitapçı arasında işleniyor konu ve baba-kız ilişkisi biraz zayıf kalmış gibi geldi bana. Bir yanda aşktan vazgeçmiş bir kadın bir yanda yaralı bir adam.. Tamam kurgusu klasikti ama ne bileyim, sevdim. Bu tarz kitapları pek sık okumadığım için bana farklı bir tat verdi.

Yazarın anlatımı da güzeldi. Kitabın tasarımı ise çok tatlı. İnsanı kendine çeke bir havası var. Kağıttan Kalpler olayı da çok güzeldi. Yani içinizden geçen şeyleri kağıtlara yazıp sonra onları okumak ve üzerine düşünmek. Aynı terapi gibi, bana çok hoş geldi. Öyle gözüme takılan redaksiyon hatası da yoktu diye hatırlıyorum. Kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmasın, bir oturuşta okurken bulacaksınız kendinizi..

Kelly'e çok gıcık olduğumu belirteyim. Kendini ne büyük gören, egoist bir kadın! Kitap boyunca kendini rezil etmek ve küçük düşürmekten başka bir şey yapmadı ve en sonunda şutlandı! Jacob, başından geçen olaylardan dolayı bir süre mesleğine ara vermiş bir adam ama aynı zamanda meslek aşkıyla yanıp tutuşan bir adam. Abigail ise sessiz, sakin, içine kapanık ve cesareti kırılmış bir kadın. Bu ikisinin karışımından da sağlam bir aşk doğdu. 


Kitabı okurken "keşke benim de bir kitapçı dükkanım olsa" derken buluyorsunuz kendinizi. En azından benim düşüncem bu yönde. Bütün gününüz kitapların arasında geçiyor. Daha ne olsun. (= Kağıttan Kalpler, sıkılmadığım, okurken keyif aldığım bir kitap oldu. Umarım yayın evi yazarın diğer kitaplarını da bizlerle buluşturur. Bu tarz kitapları seviyorsanız, bence bir şans vermelisiniz.. İçinizi ısıtacak bir hikayesi var.. (=

Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI